Top Ad unit 728 × 90

Son Köşe Yazılarım

Köşe Yazılarım

Yazılım Şirketi Kurmayı Düşünen Girişimcilere Tavsiyeler



Yazılım Şirketi Kurmayı Düşünen Girişimcilere Tavsiyeler

On yıldır varlığını sürdüren bir yazılım firmasının sahibiyim.

Öncelikle kendi işini kuracak herkes şunu bilmeli: Yazılımda en önemli masraf kalemi çalışan maliyeti. Bir çalışanın "maliyeti" net maaşı çarpı iki (net maaş x 2) şeklinde hesaplanıyor. Yani beş bin lira maaş vereceğin bir kişinin sgk'sıyla, vergisiyle, şuyuyla buyuyla sana masrafı on bin lira.

Bir defaya mahsus gereken ofis tefrişatı, mobilya, bilgisayar ve şirket kurulum masrafları ile başlıyor her şey. Her ay tekrarlanan ofis kirası, muhasebe ücreti, kurumlar vergisi, BAGKUR primi, elektrik, su, ısınma ve internet giderleri de mutlaka hesaba katılmalı.

Yazılım şirketi kuracak kişinin önünde, mutlaka seçmesi gereken iki temel alternatif var:

1. Ürün bazlı çalışma (off the shelf product)
2. Proje bazlı çalışma (müşterilerin ihtiyacına göre özel yazılımlar geliştirme)

Birinci yolu seçersen piyasada karşılığı olabilecek, satılabilecek bir yazılım ürünü tespit edip bütün gücünle o ürünü ortaya çıkartmaya çalışırsın. Bir muhasebe yazılımı, bir personel takip yazılımı, hatta bir oyun olabilir bu ürün. Piyasaya senden önce çıkmış rakiplerini yakalayıp geçmen gerekir. Onların sunamadığı bir şeyi sunman gerekir. Ya hiç düşünülmemiş, orijinal bir şey sunmalısın ya da hiç sunulamadığı kadar hızlı ve kullanıcı dostu bir alternatif üretmelisin. Bunu yapabilmek için sermayeye ihtiyacın olur. Çünkü geliştireceğin ürüne göre en az altı ay ile iki sene arası hiç para kazanamayacak, cepten yiyeceksin.
Nitelikli yazılım ürünleri tek bir kişi ile yapılmaz. Yanında mutlaka başka kişileri çalıştırman gerekir. Örneğin grafik arayüzleri kendileri halletmeye çalışan yazılımcıların çoğu felaket tasarımcılardır. İşin satışı da ayrı bir boyuttur.
Hem kod yazıp hem satış için koşturmak çok ama çok zordur ve neredeyse her zaman girişimciyi tüketir. Yani tasarımcısı, satışcısı, muhasebesicisi, kodcusu ile bir ekibin maaşını aylarca karşılayacak parayı baştan cebine koymadan bu yola girmek mantıksızdır.

Özetle en az 100.000 dolar gibi bir paran ya da bu rakamı sana sağlayabilecek bir yatırımcın varsa bu parayı ve (zamanını) yakmayı göze alıyorsan birinci yolu seçebilirsin.

İkinci yol ülkemizde daha yaygın tercih ediliyor çünkü eğer iş alırsan hemen para gelmeye başlıyor. Bu alternatifte de iş almak zor. Piyasada güçlü rakipler var. Devlet memuru olduğu halde piyasaya iş yapan tipler buradan asıl parayı devletten aldıkları ve bu yazılımdan kazanacakları para ile geçinmediklerinden çok düşük fiyatlar vererek rekabeti öldürüyorlar. Öğrenciler cep harçlığı çıkartmak için iş kabul ettiklerinden benzer bir olumsuzluğa yol açıyorlar.

Müşteri kitlesi de visual studio'da sürükle bırakla bir veritabanını bir grid view'e bağlamaktan öte bilgisi olmayan bir amatörle bu işe ömrünü adamış bir profesyonel arasındaki farkı anlayabilecek nitelikte değil maalesef. Öncelikle ucuz olmasına bakıyor. O yüzden de yazılımcıların adı sahtekâra dolandırıcıya çıkmış durumda. Ucuz etin yahnisinin olmayacağını anlamayan adamlar aldatıldık diye piyasada dolaşıyorlar.

Çoğu firmada yazılımla hobi düzeyinde uğraşan kimseler (genellikle firma sahibinin oğlu, yeğeni falan oluyor) "o işi yapan bedava yazılım var, para vermeyelim" diyerek amatörce çözümler geliştiriyor ya da seni işi bedavaya yakın paralara yapmaya zorlamak istiyor.

Kamuya ya da daha kurumsal, büyük firmalara iş yapmak bir alternatif olabilir ama onlar da doğal olarak kalite beklentilerini yukarı çekiyorlar. Belli sertifikalara, kalite (ISO 9001, ISO 27001 gibi) ve iş bitirme belgelerine sahip olmayı şart koşuyorlar. Yahut önceki seneler belli bir ciro yapmamış firmaları ihalelere kabul etmiyorlar. Zaten ihale ile iş yaptıklarından ihale dokümanı hazırlamak gibi yükler de çıkıyor.

Kurumsal katmanda rüşvet pazarlıkları falan da başlıyor ki bu tür pislikleri midesi kaldırmayanlar buna tahammül edemiyorlar. Yani sen yazılım yapmak istiyorsun, adam senin üzerinden vurgun vurmak istiyor.

Maliyeti x lira olan işi en azında 1.5x liraya yapmak lazım ki kâr edesin, şirketini, kapasiteni büyütesin, yeni teknolojileri öğrenmeye kaynak ayırabilesin, yarın gelebilecek zor günler için kenara para koyabilesin. Fakat ülkemizde maliyeti x lira olan iş için genellikle ya 0.8x lira, 0.5x lira, en iyisi x lira gibi fiyatlar teklif ediliyor, ya da 10x liraya yap, sen 2x al 8x'i bize rüşvet olarak ver diyorlar. Bu tür ahlaksızlıkların, hırsızlıkların aleti olmak istemeyen, temiz kalmak isteyen yazılımcılar çok zorlanıyorlar.

Müşteriye özel, proje bazlı, "terzi dikişi" ürün geliştirince o ürünü başkalarına satmak çok zor oluyor. Zaten büyük firmalar kaynak kodlarını istiyor ve kodları başkalarına satmayacağına, yahut başka işlerde kullanmayacağına dair sözleşmeler imzalatıyorlar. Dolaysıyla iş bittiğinde hemen yeni bir projeye başlamazsan elinde satacak bir şey olmuyor. Bunu da denk getirmek kolay değil.

Özel ürün geliştirdiğinde en azından bir yıl bakım idame desteği vermen isteniyor ama bunun için ayrıca para vermeye yanaşmıyor kimse. O süreçte de sadece bugfix yapacağım sanıyorsun ama sürekli geliştirme istekleri geliyor. İnsanlar bunun bir maliyeti olduğunu görmezden geliyorlar. Eğer kurumsal bir yere iş yapıyorsan ve ücretin tamamını ödemek için kesin kabul şartı koymuşlarsa paranı tahsil edebilmek için bu şımarıkça istismarlara katlanmak zorunda kalıyorsun.

Şirket kurmak, kendi işini yapmak çok heyecan verici ama bir o kadar da zor. İyice düşünüp taşındıktan sonra teşebbüs etmek lazım.

Alıntıdır.
Yazılım Şirketi Kurmayı Düşünen Girişimcilere Tavsiyeler Reviewed by AtillaTaha on Temmuz 02, 2020 Rating: 5

Hiç yorum yok:

All Rights Reserved by Atilla Taha Kördüğüm Kişisel Blog ©2019
Powered By Atilla Taha

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.