Top Ad unit 728 × 90

Son Köşe Yazılarım

Köşe Yazılarım

İdeoloji ve Edebiyat




 

İdeoloji ve Edebiyat
Merhaba arkadaşlar bu gün sizlere edebiyat hakkında ve şuan günümüzde oluşan ideolojilerin birçoğunun aslında edebiyat sayesinde nasıl geliştiğini anlatacağım. İlk başta edebiyatta hangi akımların olduğunu ve bu akımların neleri savunduğunu konuşalım biraz;

Edebiyatta temel olarak 15 akım mevcuttur. Edebiyat akımlarının hepsini tek yazıda anlatmak çok uzun ve sıkıcı olacağı için birkaç önemli bulduğum akımdan bahsedeceğim. Bunların;
Birincisi Hümanizmdir. Temelinde insanı sevmeye dayalı bir edebiyat akımıdır. İnsanları sevip onları yüceltmeği temel alır

İkincisi rönesansçılar; Hümanizmden sonra hümanizm’in getirilerinden sonra özgürlük düşünceini geliştirmiştir. Bilim ve Aklı temel alır bu edebiyat akımı.

Üçüncüsü fütürizm(gerçekçilik); 20. yüzyılda ortaya çıkmış, makineyi ve hızı edebiyata taşıyan edebiyat akımıdır. I. Dünya Savaşı başlamadan ortaya çıkan bu akım, "geçmişten kopuşu, yenilik ve değişikliğe yönelişi" ilke edinmiştir.

Dördüncüsü Egzistansiyalizm(var oluşçuluk): Egzistansiyalizm, kökü İlkçağ Yunan felsefesine kadar uzanan bir felsefe sistemidir. İkinci Dünya Savaşı'nın son yıllarında bağımsız bir felsefe olarak ortaya çıkmıştır. Felsefe ve edebiyat alanında en önemli temsilcisi ve kurucusu Jean Paul Sartre'dır. Bu akıma göre, insan kendi özünü kendisi seçer. Bu görüş şöyle özetlenebilir: "Var" olma "öz"den önce gelir; yani, insan önce dünyaya gelir, var olur, ondan sonra olmak istediği gibi olur. Egzistansiyalizmin bu anlayışı, Nietzsche nin, "Her insan, tarihte eşi bir daha tekrarlanmayacak biricik harikadır.'' sözünde, özlü ifadesini bulur.

Beşinci ve son olarak sürrealizm (gerçek üstüçülük): Realizm, natüralizm ve parnasizm akımlarına tepki olarak doğmuştur. Freud'un "psikanaliz kuramı'nın edebiyata uyarlanmış biçimidir. Akımın bilgi ve esin kaynağı olan Freud'a göre, insanoğlunun dış dünyadan edindiği alışkanlıklar, istekler bilinçaltında toplanır. Bu istekler düş, rüya, yarı rüya durumunda çözülerek ortaya çıkar. Akımın kurucusu olan Andre Breton bu akımı şöyle tanımlamıştır: "Gerçeküstücülük, ister söz, ister yazı ile ya da başka bir yolla, düşüncenin gerçek işleyişini ortaya çıkarmak için başvurulan, içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu, aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır."

Şimdi bu edebiyat akımlara dikkatli baktığımız zaman göreceğimiz üzre. Şuan ki ideolojilerin birçoğu ile aynı doğrultuda ilerlemiştir. Farklı edebiyat akımlarından bahsettiğimize göre asıl köşemin konusu olan ideoloji ve edebiyat arasında ki ilişkiden bahsedeceğim. Çoğumuzun göz ardı ettiği edebiyat aslında günümde ki bütün ideolojilerin fikir babasıdır. Çoğumuz edebiyatı sadece şiir olarak görüyoruz. Fakat bu böyle değil. Türkçülük, Osmanlıcılık, Sosyalizm, Kominizim, vs. bunların fikir babaları aslında edebiyattır. Louis Althusser, İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları isimli çalışmasında, “Her pratik, ancak bir ideoloji yoluyla ve bir ideolojinin altında varolabilir.” Buna göre insanın her eylemi doğduğu andan itibaren içerisinde geliştiği ideolojik ortamın bir yansıması, bir ürünüdür. Yani insanlığın neredeyse kendisiyle yaşıt bir eylemi olan edebiyatın da ideolojiden bağımsız bir pratik olması düşünülemez. Peki ideoloji ne demektir. Çünkü böyle konularda ilk başta terminolojiyi, kavramları iyi belirtmek lazım, İdeoloji Temel bilişsel ve değersel yönelimlere dayalı sistematik bir fikri yapıttır. Zira Althusser aynı çalışmasında ideolojiden “bireylerin gerçek varoluş koşullarıyla kurdukları hayali ilişki” olarak bahsetmektedir. Atatürk’ün şu sözü edebiyat ile ideolojinin ilişkisi konusunda bizi bir adım daha yaklaştırıyor. “Tarihte inkılaplar önce aydın kişilerin kafasında fikir halinde doğmuş, zamanla toplumu sarmıştır.” Örneğin Voltaire, hemen her türden edebi eserleri ile kendi ideolojisini hicivlerine yansıtarak Fransız Devrimi için adeta bir kuluçka alanı oluşturmuştur. Ya da Gorki’nin Ana’sının Rus Devrimi için toplumda yarattığı duygusal altyapıyı kim inkar edebilir? Mayakovski, Brecht, Orwell, Neruda gibi dünyanın her coğrafyası ve milletinden edebiyatını ideolojisinin hizmetine sunmuş isimleri çoğaltmak mümkündür. Ülkemizde özellikle eski yazarlarımıza baktığımız zaman. Çoğu bir toplumu etkilemiş ve etkilediği toplumlar tarafından bir ideoloji oluşmuştur. Örnek olarak İslamcılığın fikri taşıyıcısı olarak Necip Fazıl Kısakürek kendisi Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biridir. Ona göre şiir “Allah’ı arama işidir”. Yine Hüseyin Nihal Atsız, Ziya Gökalp Türkçülük ideolojilerinin fikir babaları sayılır. Kendileri Türk edebiyatı için bir mihenk taşıdır. Bu örneklerde gördüğümüz gibi aslında edebiyat toplumlara yön vermede ve onları bilinçlendirmede son derece önemlidir.  



İdeoloji ve Edebiyat Reviewed by AtillaTaha on Ağustos 19, 2019 Rating: 5

Hiç yorum yok:

All Rights Reserved by Atilla Taha Kördüğüm Kişisel Blog ©2019
Powered By Atilla Taha

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.