İnternetin Nasıl Ortaya Çıktı

Nereden Geldik Nereye Gidiyoruz

Merhabalar bugün sizlere internetin zorlu hızlı geçmişinden ve geleceğinden bahsedeceğim. İnternet Teknolojisi günümüzde bile çoğumuz için sihir gibi gelmekte gelecekte daha fazla aklımızın alamadığı bir hal alması kaçınılmaz gibi görünüyor. Peki bir anda nasıl hayatımıza bu kadar dahil olup babalarımızın, büyük annelerimizin bile kullandığı öğrenmek için uğraştığı bir zorunluluk haline geldi. Günümüzde çoğu çocuklar bile belki ailelerinden daha çok vakit geçirdiği İnternet’i anlamak için önce nasıl ortaya çıktığına bakalım. II. Dünya savaşında ve sonrası haberleşmenin ne kadar önemli olduğunu anlayan Amerika soğuk savaşın ve nükleer tehlikesinden dolayı 1969 yılında ABD Savunma Bakanlığı tarafından ARPANET (Advanced Research Project Agency Network) adıyla bilgisayarlar arası ağ iletişimi başlatılmıştır. 1973 yılında ARPANET ağına İngiltere ve Norveç’ten iki üniversite bağlanmıştır. Bu olay tarihe küresel anlamda ilk bağlantılar olarak geçmiştir. Ek olarak bilgisayarın icadı da çoğumuzun bildiği üzere yine Amerika tarafından ikinci dünya savaşında Almanya’nın şifreli haberleşmelerini çözmek için icat edilmiştir. Kısaca baktığımız zaman aslında yapılan çoğu icat ve buluş askeri sebeplerden bulunmuştur Soğuk savaş koşullarının ortadan kalkmasıyla birlikte, özellikle 1990’ların ilk yarısında gelişip piyasaya sürülen yazılım ve onu tamamlayan diğer unsurlar ile internet ticarileşmiş ve kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır.  Çok uzun sürmeden 1993 yıllarında Türkiye’de ilk Orta Doğu Teknik Üniversitesi laboratuvarlarında kullanılmaya başlanmıştır; Fakat İnterneti tam anlamı ile kullanmamız 2000’li yıllara denk gelmektedir.  Artık bütün insanlığı hayati değişmiştir ve bir daha geri dönüşü yoktur. İlk başlarda metin tabanlı web siteler şimdi üzerinde saatlerce, günlerce uğraşılmış resimler ve kod parçacıklarından oluşmaktadır. Alışverişlerimiz, Devlet işlerimizi, Hastane randevularımızı, Mesajlarımızı, Haberleşmemizi hatta bir çoğu kısmın işini oluşturuyor.

Şimdiye kadar anlattıklarım internetin gelişimi hakkında; fakat M.Selahattin Şimşek’in çok güzel bir sözü vardır. “Büyük cevapları bulanlar, büyük soruları olanlardır; çınarlar, saksıda yetişmez.” İnternet hayatımızda ne gibi güzellikler getirdi ne gibi kötü etkiler getirdi bunları biraz soralım sorgulayalım. İnternet ile artık hayatımız daha kolay daha hızlı hatta yeni iş kapıları, yeni uzmanlıklar, yeni terimler katı hayatımıza peki bunlar ile birlikte neler götürdü. İlk olarak bence üzerinde çok durulması gereken bir konu olan dikkatimizi bizden aldı. Özellikle genç nüfusta rastlanan dikkat eksikliği, odaklanma sorunlarının en temelinde internet,  bilgisayar oyunları gelmektedir. Yeni araştırmalarda bu eleştiri ile aynı doğrultuda sebebi ise genç nüfus artık bilgisayar ve internet yüzünden bütün konularda hayatın ve odağın kendisinde olduğu alışkanlığından dolayı aynı durumu okullunda ve arkadaş çevresinde de olmasını istiyor. Bunu elde edemediği taktirde ise odağı çabuk dağılıyor.. Bildiğimiz üzere genelde internet oyunlarında bir karakter etrafında oluşan olay döngüsünü anlatır; fakat maalesef bu gerçek hayatta bu şekilde olmaz. Bunu bulamayan kişiler ise çok çabuk bir şekilde odakları dağılır. Farklı olarak yine günümüzde çokça duyduğumuz mutsuzluk, yalnızlık sorunlarının temelinde de internet yatar. Yeni kavram olarak giren sosyal medya artık hayatta ki önemimizi sosyal medyada ki arkadaş sayımıza gönderdiğimiz, fotoğrafta ki beğeni sayısına göre kıyaslıyoruz. Belki de hiç tanışmadığımız kişilerin beğenmesi için kitap okuyoruz, Geziyoruz, Spor yapıyoruz; ama yaptığımız eylemlerden mutlu olamıyoruz. Sebebi kendimizi tanıyamıyoruz. Bunun için zaman, caba harcamıyoruz. Yine bir kolaylık olan ve o kadar da bizim kişiliğimizi etkileyen bir durumdan bahsetmek istiyorum bilgiye kolay ulaşmak. Bir çoğumuz bunun ne kötü yanı olabilir diye düşünebilir; Fakat bir bilgiye ne kadar kolay ulaşırsan o kadar unutman ve o bilgiye duyduğun saygı o kadar az olur. Hz.Ali'nin "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" sözü aklıma geldi. Şimdi bir insanın bir konuda bilgisi olması için sadece dakikalar harcaması yeter. Bu sebepten dolayı o bilgiyi unutması da o kadar sürer.

Şimdi son olarak biraz gelecekten bahsedelim. Bu bahsedeceklerim biraz komplo teorisi olabilir; Fakat yeterli kanıtım olduğunu düşünüyorum. Gelecekte evden çalışma daha fazla artacağını düşünüyorum. Özellikle şuanda Avrupa ülkelerinde yaygın olan, Türkiye de yaygınlaşacak home Office kavramı giderek yaygınlaşacağını düşünüyorum. İntihar oranlarının artacağını düşünüyorum. Sebebi  mutluluk kavramı anlam değiştiriyor. Dini inançlar yavaşça azalıyor. Çalışma şartlarında artık bir kişinin ne kadar popüler olması etkileyecek. Şuan bile bu şekilde fakat şuanda sadece oyunculuk, reklam sektöründen diğer sektörler içinde geçerli olacak. Gelecek güzel şeyler getirecek; Fakat yanında getireceği kötü şeylere de hazırlıklı olmalıyız. Kendimize daha fazla vakit yaratmalıyız. Kitap okumak, doğa ile iç içe olmak gibi bizi hem mental olarak hem kişisel gelişim olarak bizi geliştiren etkinlikleri hayatımızda daha fazla yer vermeliyiz.