Hayatını Nasıl Mahvedersin ve Asla Mutlu Olamamak
Teoman 1976 yılında Amerika'da Güzide
ve Ahmet çiftinden doğdu. Ahmet ve Güzide evliydiler ve Teoman'dan önce Serdar
isminde bir oğulları vardı. Ahmet da Güzide da ne son derece zekilerdi, ne de
yetenekli. Ama bunu telafi etmek adına kariyerleri için, çok çalıştılar ve
kendilerine bir düzen kurdular ve Teoman doğduğunda kendilerini ve iki
oğullarını, güvence altına alacak kadar para kazanmışlardı. Ama fazla rahat
hissedecek kadar değil. Fakir değillerdi, ama güvenceyi sürdürmek için, ekstra
harcamadan kaçınıyorlardı ve kemer sıkıyorlardı. Amerika'nın tam ortasında, her
açıdan ortalamaydılar.
Zaman geçtikçe Teoman ve kardeşi etraflarındaki dünyayı daha
fazla, sindirmeye ve anlamaya başladılar. Hayatlarının durumunu, kavramaya
başladılar ve kişiliklerini, bakış açılarını şekillendirmeye başladılar. Teoman
ve Serdar birbirlerinden oldukça farklıydı. Serdar her şeye iyimser bir gözle
bakan, pozitif bir kişiydi. Ailesinin durumunu anladı ve ellerinden gelenin en
iyisini yapmaya çalıştıklarını gördü. Bunun için onları çok sevdi. Sahip olduğu
şeylere minnettardı ve hayattaki basit şeylerden zevk almayı sevdi. Kamp
yapmayı, çizmeyi ve gitar çalmayı seviyordu. Öte yandan Teoman, durumu hakkında
çok daha kötümserdi ve daha büyük, daha iyi şeyleri arzuluyordu. Dünyayı
kazananların ve kaybedenlerin olduğu, sayıların ve seviyelerin oyunu olarak
görüyordu. Paranın ve mevkinin kazananları belirlediği ve ailesinin, onun
kaybettiğini hissettiği bir dünya.
Bu Teoman'ı üzdü.. Teoman bu sonuca ilk kez 10 yaşındayken, tüm
arkadaşları popüler bir oyuncak aldığında varmıştı. Herkes, bu oyuncağı almıştı
ve çok havalı gözüküyordu. Bu yüzden Teoman ailesinden ona almalarını istedi.
Ailesi alamayacaklarını söylediğinde, Teoman bunun neden olduğunu anlamadı.
Ailesi şu anda ona pahalı yeni bir oyuncağa harcayacak paraları olmadığını ve
şu anda sahip olduğu oyuncaklarla yetinmesini söyledi ama Teoman halen
anlamamıştı. Ailelerinin arkadaşlarının aileleri gibi olmak için nerede yanlış
yaptıklarını anlamamıştı. Arkadaşları gibi olmak ve arkadaşlarının ailelerine
sahip olmak istiyordu ve o oyuncağı almak. O kadar mutlu olmanın nasıl bir şey
olduğunu düşündü.
Teoman 12 yaşındayken babası, çalıştığı şirkette gayet iyi bir
terfi aldı. Ortalama bir işten, bir yönetim pozisyonuna geçti. Teoman ve
ailesinin hayatı belirgin bir şekilde değişecekti. Neredeyse bir gece içinde. Teoman
çoğu arkadaşının sahip olduğu ekstra konfor ve hoş şeylere erişimi olacaktı.
Artık dilediği aileye sahipti ve istediği oyuncakların çoğunu alabilirdi.
Liseye doğru; Teoman büyümeye devam etti. 16 yaşına geldiğinde
ehliyetini aldı. Teoman arkadaşlarının çoğunun ehliyetlerini aldıklarında,
ailelerinden hediye olarak yeni arabalar aldıklarını gözlemledi. Teoman da
kendi ailesinden istedi. Babası durumları epey iyi olsa da şu anda yeni bir
araba almanın bilgece olmadığı söyledi. Ama Teoman iki aile arabasından birini
ailedeki, kimse kullanmıyorken kardeşiyle paylaşarak kullanabilirdi. Teoman
bunu kabul etti ve teşekkür etti. Ama içten içe, sinirliydi.
Arkadaşlarının almak için hiçbir şey yapmadığı ve hiç kimseyle
paylaşmak zorunda olmadığı yeni arabalarını görmüştü. Arkadaşları gibi olmak ve
arkadaşlarının ailelerine sahip olmak istiyordu. O yepyeni arabayı almak ve
hiçbir şeyi dert etmemek... O kadar mutlu olmanın nasıl bir şey olduğunu merak
etti. Teoman 18 yaşına geldiğinde, annesi çalıştığı şirkette bir terfi aldı.
Yeni gelirleriyle birlikte ailesi Teoman'a,lise mezuniyeti hediyesi olarak yeni
bir araba almaya karar verdi. Teoman artık paylaşmayı dert etmeden istediği
yere istediği zaman, arabasıyla gidebilirdi. Kendi arabasının olduğu istediği
yaşama, artık sahipti. Birkaç yıl sonra Teoman işletme diplomasıyla,
üniversiteden mezun olacaktı. Gerçekten ne yapmak istediğini bilmiyordu ama çok
para kazanmak istediğini biliyordu ve işletme bunu sağlayabilirdi. Mezun
olduktan sonra büyük bir şirkette staj işi aldı. Stajyerliği boyunca Teoman
pozisyonunu gerçekten beğenmedi tatminsiz ve mutsuz hissetti. İş sıkıcıydı ve
yaptığı işin onunla hiç alakası olmadığını hissediyordu. Yine de yol boyunca iş
arkadaşlarıyla arkadaşlık kurdu. Tanıştığı çalışanlardan biri satış ve
pazarlama, departmanının başkanıydı. Bu kişinin şirkette büyük bir sorumluluğu
ve etkisi vardı. Açıkça çok fazla para kazanıyordu ve sıklıkla iş arkadaşlarını
yemeğe çıkarır, etkinliklere götürürdü. Büyük bir ev, havalı bir araba,
cazibesine kapılan, güzel kadınlar gibi şeylere sahipti.
Teoman bu adam olmak istiyordu. O otoriteye, paraya ve güzel
kadınların ona ilgi göstermesine sahip olmak istiyordu. O kadar mutlu olmanın
nasıl bir şey olduğunu merak etti. Teoman daha sıkı çalışması ve kendini
şirkete adaması, özendiği adam gibi önemli bir pozisyona gelmek için, bir yol
bulması gerektiğine karar verdi. Yıllar geçti ve Teoman hala aynı şirketteydi.
Bu yıllar boyunca çok çalıştı. Gerçekten çok. Çok odaklanmıştı ve birçok
arkadaşlıyla görüşmeyi bıraktı, ailesini çok fazla görmedi ve işten başka,bir
şeyle ilgilenmedi. Bu noktada şirkette, birkaç mevki atladı ve çok daha fazla
para kazanıyordu. Para stajyerken imrendiği satış departmanı başkanına yakındı.
Teoman kendine yeni bir ev ve gerçekten güzel yeni bir araba satın almıştı.
Harcanabilir yeterli parası vardı ve istediği birçok şeyi satın alabiliyor,
güzel restoranlara gidebiliyor ve güzel kıyafetler giyebiliyordu. Ama Teoman
hala işiyle, çok mutlu veya tatmin olmuş değildi. Çok çalışıyordu ama her şey
hala sıkıcıydı ve yaptığı işin onunla hiç alakası olmadığını hissediyordu. Her
gün aynı hissettiriyordu ve Teoman kendisini her zaman günün, bitmesini
dilerken buldu. Bir gün hala, hafta sonları görüştüğü üniversiteden bir
arkadaşı, Teoman'a geçenlerde nasıl yeni bir şirkette çalışmaya başladığını
anlattı. Arkadaşı bu şirketin ne kadar harika olduğunu, en üste yükselmek,
heyecan verici ve önemli şeyler yapmak için, ne kadar fazla fırsat olduğunu
anlattı. Şirkete ne kadar fazla yatırım yapıldığını, başlangıç maaşının ne
kadar yüksek olduğunu, çalışanlar için ne kadar esneklik sağlandığını, şirket
sahipleri dahil herkesin ne kadar iyi olduğunu anlattı.
Teoman bu kadar harika bir şirket için çalışmanın nasıl olacağını
merak etti. O kadar mutlu olmanın nasıl bir şey olduğunu merak etti.
Arkadaşıyla yaptığı bu konuşmadan kısa bir süre sonra Teoman, işinden istifa
etti ve bu yeni şirkette bir pozisyon için arkadaşının referans olmasını
sağladı.
Teoman işi aldı. Birkaç yıl daha geçti ve Teoman bu, şirkette
biraz mevki atladı. Sonra bir anda şirket satın alındı ve Teoman açıkta kaldı. Teoman
kendisi ve çoğu çalışanın çalıştıkları her şeyi kaybedişini, gidecek hiçbir
yerleri kalmayışını, kimsenin onlara acımayışını ve bu arada, şirketin
sahiplerinin milyonlarca dolar kazandığını gördü. Teoman böyle bir şirkete
sahip olmanın nasıl bir şey olacağını düşündü. Milyonlarca dolarlık bir
anlaşmaya imza atmak ve bir daha çalışmayı dert etmemek. İstediğin şeyi
istediğin zamanda yapabilmenin, nasıl bir şey olduğunu merak etti. O kadar
mutlu olmanın nasıl bir şey olduğunu merak etti. Teoman şu ana kadar her şeyi
yanlış yaptığını fark etti. Başka insanlar için çalışmaktan yorulmuştu.
Günün sonunda kaybeden yine kendisi oluyordu. Mutlu olmak
istiyorsa, kendi servetinin kontrolünü eline alması gerektiğini farketti. Bu
yüzden, Teoman yıllar içinde edindiği meslektaşlarını ve arkadaşlarını, bir
şirket kurmak için topladı. Şirketin ne üzerine olmasını istediğini bilmiyordu
ama çok para kazanmak ve bir noktada şirketi satmak istediğini biliyordu. Yeni
iş ortaklarıyla birlikte,hangi sektörün ve hangi ürünün veya hizmetin, en fazla
potansiyel kazanç getireceğini düşündü. 7 yıl daha geçti. Teoman ve iş
ortakları büyüme vaat eden, başarılı bir şirket inşa ettiler. Bu yıllar
boyunca, Teoman kendisine daha da az zaman ayırdı. Bir şirket sahibi olmanın ve
sıfırdan bir iş kurmanın gereksinimleri, Teoman'ın sahip olduğu her şeyi aldı.
İş dışında hiçbir zamanı kalmadı. Erkenden uyandı, işe gitti, eve geç geldi,
uyudu ve sonraki gün hepsini tekrarladı. İşi yaşadı ve soludu. İşi için
kullanamayacağı herkesi hayatından çıkardı. Hep seyahat etti ve ailesini
nadiren görebildi. İlişkileri hiç devam etmedi, hobiler ve aktiviteler zaten
konu dışıydı. Ama Teoman'ın ve ortaklarının, sıkı çalışması ve şirketi başarıya
ulaştırmakta ki istekleri, büyük bir şirketin büyük miktarda bir parayla
şirketi ve şirketin, fikrî mülkiyet haklarını satın almak istemesini sağladı.
Anlaşma sağlandı ve Teoman 15M$ kazandı. Bir anda, Teoman çocukken
istediği her şeyden, milyonlarca alabilecek duruma gelmişti. Gençken istediği
her arabayı, zorluk hissetmeden alabilecekti. Genç bir yetişkinken istediği her
statü, güç ya da lükse sahipti. Büyük bir ev, kadınlar, gösterişli partiler,
güzel şeyler, statü; hepsine sahipti.
Bir yıl geçti. Noeldi. Teoman ailesiyle birlikteydi. Yılda bir kaç
kez gördüğü kardeşiyle olduğu zamanlardan biriydi. Serdar Teoman'a hayatının
nasıl gittiğini sordu. Teoman Serdar'e artık çalışmadığını ve gerçekten
zamanıyla ne yapacağını bilmediği, için ne kadar sıkıldığını, kaybolmuş
hissettiğini anlattı. Kalan arkadaşlarının, sadece iş ve parayla ilgileniyor
gibi göründüğünü, ona bir insan olarak değer vermediklerini düşündüğünü, bir
network aracı veya iş odak noktası olarak baktıklarını anlattı. Son birkaç kız
arkadaşının sığ olduklarını, ona veya para dışında bir şeye değer veriyor gibi
gözükmediklerini anlattı.
Onun için yeni ve iyi insanlarla tanışmanın ne kadar zor olduğunu
ve hayat hakkında heyecanlı hissetmediğini anlattı. Serdar Teoman'ın durumunu
anladı ve onu teselli etti. Teoman Serdar'e hayatının nasıl gittiğini sordu. Serdar
çok fazla resim çizdiğini, kamp yaptığını ve harika gittiğini söyledi. Biraz da
gitar çalıyordu. Teoman para konusunda nasıl olduğunu ve yardıma ihtiyacı olup
olmadığını sordu, Serdar durumunun iyi olduğunu söyledi teşekkür etti.
Kendisinin ve ailesinin rahat olmak için yeterli paraya sahip olduğunu söyledi.
Çizdiği resimlerinin ve tasarımlarının birçoğunu sattığını ve bunda şu ana
kadar gayet iyi olduğunu söyledi. Bunun zor bir iş olduğunu ama her eseri
yapmayı, eserleri beğenen insanların ve müşterilerin yüzlerindeki ifadeyi
görmeyi çok sevdiğini, hayatının geri kalanı boyunca bunu yapmak zorunda olsa
hala her gün heyecan içinde yapacağını söyledi. Serdar'in eşi arkasında 5
yaşındaki kızı ile yeni doğan bebekleri kucağında odaya geldi. Serdar eşinin,
çocuklarının hayatlarının, nasıl harika gittiğini paylaştı. Bir sanat fuarı
için İspanya'ya bir gezi planladıklarını söyledi.
Teoman hayatı kardeşinin gözlerinden gördü. Tutkuyu, benlik
duygusunu... O kadar mutlu olmanın nasıl bir şey olduğunu merak etti. Neden hiç
yavaşlamadığını, neden hiç kendini eğlendirmediğini ve kendisini etrafındaki
herkesle karşılaştırdığını, neden hiç sahip oldukları için ve yapmayı sevdiği
şeyler için minnettar olmadığını neden hayatının yarısını zengin olmak, bir çok
şeye sahip olmak, yabancıları etkilemek için çabalamaya verdiğini emek, sadece
günün sonunda yalnız, tatminsiz ve mutsuz olmuştu. Bunun için Serdar'e sordu:
"Nasıl yaptın? Bu kadar mutluluğu nasıl buldun? Serdar
cevapladı: "Teoman ben, ben sadece o kadar aramadım."
Güzel bir hikaye
YanıtlaSil